9 Ağustos 2012 Perşembe

Yar bana bir meşgale, medet!


Garibce, tamir işlerini çok seviyor. Epey zengin sayılabilecek bir malzeme çantası var. Çalışma masasının altında tutuyor. Hanım dışarı atıyor, o geri getiriyor. Sonunda üstüne işlemeli bir örtü koymak suretiyle masanın altında karar kılabildi.
Giriştiği işleri sonunda yapıyor da çok zaman. Ama bazen ortalığı bir birine katıyor, her tarafı dağıtıyor, kirletiyor. Tamir olacak şeyleri altını üstüne getiriyor, söküyor… sonra da onları birleştirmek zor, bazen de imkânsız oluyor. Ucuza mal edelim derken daha pahalıya mal oluyor.
Birinde evin penceresinin camı kırılmıştı. Ölçüyü aldım ve kendim takmak istedim. Evdeki hanımın dikiş mezrusu ile ölçü aldım. Camı getirdim iki santim uzun geldi. Hiç plastik mezru ile ölçü alınır mı? Kadıncağız bir ömür boyu sündüre sündere uzatmış meğer. Dedim bana bu da bir ders olsun. Sonra kalktım rahmetli babamdan bana kalan tek hatıra elmas (eski, çok eski bir elmas, cam kesme aleti yani) ile bir güzel keseyim dedim ve kestim. Fakat iki santim gibi çok dar ve boydan boya uzun olduğu için tık attıramadım ve elmasın dişi ile gevdirerek koparmaya çalıştım ve tabii bu arada cam küt dedi ve boydan boya kırıldı. Maliyet iki katına çıktı. Ama ben kazandım. Çünkü bu bana başka bir ders oldu.
Epeydir klozette rezervuar su sızdırıyordu. Bugün iyice kendini bırakmış, şarıl şarıl akıtıyordu. Evde hazır bir takım vardı. Onu takıvereyim dedim. Meğer o kadar kolay değilmiş. Hepsini güç bela söktüm ve baktım ki işin ucu her şeyi tümden sökmeyi gerektiriyor. Çaresiz bari bir usta çağıralım dedim. Tabii ben diyorum, hatun bunu ben daha işe başlamadan söylüyor. Şimdi her şey ortada, ustanın gelmesini bekliyoruz. Ben de bu arayı fırsat bilerek, durumu size bildireyim istedim.
İşin doğrusu Garibce aslında uğraşı istiyor. Kimse bize özgürce, keyfimizin istediği şekilde uğraşmamıza izin vermiyor; aşağı inip toprakla uğraşmak için hanımın bin bir şartını yerine getirmek lâzım, çoğu kez de onları göze alamadığımız için, daha doğrusu onları yaptığımız zaman toprakla uğraşmanın tadı ve anlamı kalmadığı için yapamıyoruz. Elektriği toprağa vermek kadar güzel ve dinlendirici bir şey yok. Hem Âdem baba topraktan yaratıldığı için midir, biz Âdemler toprağı çok seviyor ve ona karşı başka türlü bağlı oluyoruz. Toprak bizim için toz, kir olmaktan çok daha başka anlamlar içeriyor.
Evde atölyemiz ve orada istediğimiz gibi tozutturarak yapabileceğimiz eğlencelerimiz yok. Hep kitap, hep kitap, artık düştük bîtâp…
Kitap, kalem, defter; çok oldu artık yeter!
Yok mu başka bir eğlence, medet! Yar bana bir meşgale medet!
Garibce o yüzden tamirat işlerini seviyor. Çünkü o, aslında masum bir örtü olarak gizli amaçlarımızı örtüyor, bastırılmış arzularımızın havasını alıyor.
Babamı hatırlıyorum da, kendi eliyle ardıç ağacından yonttuğu tek mil ile çorap örerdi. Ben de sanırdım ki ev ekonomisine katkı. Meğer rahmetli içindeki sıkıntıları ipe dizermiş kim bilir. Kimisi de kaşık, ellik vb. yaparlardı. Herhalde onlar daha maharetliydiler. Sonunda meşguliyet, hem de insanlara yararlı olan meşgale.
Belediyeler ve cami dernekleri özellikle yaşlılar için bu türden meşgaleler bulmalılar ve elverişli mekanlar hazırlamalılar diye düşünürüm.
Ne dersiniz, sizce de uygun mu?
Dua ile!

09.08.2012
GARİBCE

6 yorum:

  1. Sayın Garipce :)içimde sizinkine benzer hınzır bir dürtü de bende var... ben de bazen bu işlere girişiyorum; ancak sizinkine benzer sıkıntıları ben yaşamıyorum; zira evde ipler size kıyasla biraz da olsa ben de..

    YanıtlaSil
  2. Muhittin Özdemir
    Öncelikle Sayın Hocama hürmetlerimi sunarım. Şunu belirtmek isterim ki başta şöyle bakıverdiğim Garibce'nin iyi bir takipçisi olduğumu farkettim. Yazıların önemli bir kısmını okuduğumu söyleyebilirim. Hocam daha önce de söylediğim gibi bu y
    azılar daha dikkatli yazılırsa ileride rahatlıkla kitaplaşır ve böylece hocamız anılarını yazmak isterse elinde hazır döküman olur. Ben hocama bir evde klozete neden ihtiyaç duyulduğunu sormak istiyorum, tabi eğer ev 80, 90 metrekare değilse. Klozet kullanımının büyük bir sıkıntı olduğunu ve malesef artık oldukça yaygınlaştığını görüyorum. Bunu bir hocaya anlattığımda çok lüks yerlerde taharet musluğunun da bulunmadığı bu gavur icadı hakkında hayıflanmıştı. Taharet musluğunnu bulunmadığ bu klozetlerin varlığına uçakta tanıklık ettim üzülerek. Mesela benim büyüdüğüm köyde hela yoktu. Köyüzüm çok küçüktü ve yanında bir çay akıyordu acaba bundan dolayı mı ihtiyaç duyulmamıştı. İslam kültüründe hela hakkında bir şeyler yazabilir misiniz?


    Muhittin Özdemir Hocam ikinci sorum şu olacaktı: Gerçeği siz daha önce yazdınız acaba hat çalışılamaz mı? Ben doktorayı bitirdikten sonra hat meşketmeye başladım bir yıl çalıştım ama baktım doktora yetmişyormuş makale ve kitap çalışmaları beni bekliyormuş. Üzülerek bırakmak zorunda kaldım. Biraz sabır istiyor ama güzel bir sanat ve de uğraş. Biraz da bizi soğuk akademik iklimde ısıtıyor ya da sıcak akademik ortamda serinletiyor. Dua ile...


    Mehmet Erdoğan Herkes hat çalışamaz, kimisi de kaşık yapmalı mesela. Hat yüksek bir sanat. Ona uygun el lazım. Ben epey uğraştım baktım olmayacak vazgeçtim. Ama yine de bana çok hayrı oldu. Deveye demişler ki sanatın ne? Demiş terzilik. Demişler: Allah için eline ayağına da çok yakışır!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ilahi Muhittin,evde kolozete neden ihtiyaç duyulduğunu soruyor.

      Sil
  3. Eyüp Kaya Hocam ileride köye yerleşirsek bir atölye kurabiliriz..

    Ahmet Hamdi Furat Okuyunca, bizim peder aklıma geldi. O da sizin gibi aletlere meraklıdır, yanisira bahçe islerine. bir de cilt yapmayı çok sever. Sizin de cilde merakınız var mı merak ettim hocam.

    Mehmet Erdoğan Fotokopileri cilt haline getirmek için kendi yaptığım bir düzenek vardı...

    Mehmet Erdoğan Ben sanata yatkın değilim, ellerim o kadar ince değil. Ama hiç olmadık aleti olmadık yerde kullanmak yahut ötekini berikiye uydurmak gibi bir becerim var.

    YanıtlaSil
  4. Fotokopileri cilt haline getirmek icin yaptigin duzenek aklima geldi de:):) Baya bir gulumseyiverdim. Orjinal fikir ve buluslarin hep olmustur:)

    YanıtlaSil
  5. herdogan38@.
    Ben Garibce'nin,oto lastiği tamiri yaptığını da biliyorum.Sağ olsun onun sayesinde araba için bir takım sandığı alma gereği duymuş olduk..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...